UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ ÇOCUK OYUNLARIMIZ

          Çocukluğumuzda oynadığımız oyunların birçoğu unutulmaya yüz tutmuştur. Şimdiki çocuklar teknolojinin gelişmesiyle bilgisayar, cep telofonu, play station ve tetrisle oynamakta ve a-sosyalliğe doğru gitmektedir. Bunun sonucu olarak bireyselleşme önem kazanmaktadır. Komşusunu tanımayan , birlik ve beraberlikten uzak bireyler olarak yetişmektedirler. İnsan hayatında belkide ilk sosyalleşme gruplar halinde mahalle ve sokakta oynanan oyunlarla oluşmaktadır. Biz bu oyunlarımızı tatlı birer anı olarak hatırlıyoruz. Bu sayfamızda unutulmaya yüz tutmuş oyunlarımızı hatırlatmaya çalışacağız. Bu oyunlar başka yörelerde de biliniyor olabilir. Unutulmaya yüz tutan bazı oyunları burada yayınlayarak unutulmamaları için nacizane katkımız olur belki.

             Köylülerimizden bu oyunların nasıl oynandığını hatırlayanlar hatırladıkları oyunları bize e-mail yoluyla ulaştırırlarsa onları da sayfamıza ekleyeceğiz. Yanlışlarımız olursa onlarıda bildirirseniz seviriz...
               
               İsimlerini hatırladığımız bazı oyunlar

               - Körebe
               - Saklambaç
               - Köşe Kapmaca
               - Ebiç
               - Beş taş
               - Çelik Çomak
               - Üç taş
               - Dokuz Taş
               - Gıcırdak
               - Göçek
               - Yıkık
               - Bada ( sek sek )
               - İp atlama
               - Uzun eşek
               - Birdir bir
               - Hımbıl

               

  KİBRİT (HIRSIZ-JANDARMA) OYUNU

Her ne kadar uzun kış gecelerinde oynanan bir çocuk oyunu olsa da çoğu zaman büyükler de bu oyuna katılmadan duramazlar.

Oyun için bir masa (bu çoğunlukla yufka açmakta kullanılan sofradır), bir kutu kibrit ve en az dört oyuncu gereklidir.Masanın etrafına oturan oyuncular, kenarı boşa çıkacak şekilde masaya konulan kibrit kutusuna alttan vurarak havaya fırlatırlar.

Kutu masaya düştüğünde dik tarafı üzerine durursa atan kişi hâkim ünvanını alır. Yan tarafı üzerine dik durursa o kişi jandarma görevini üstlenir. Düz kısmının bir tarafı davacı, diğer tarafı suçlu olarak belirlenir.Oyunculardan biri suçlu tarafı attığında jandarma onu hemen elinden yakalar ve hâkime“suçüstü yakaladım” der.Davacı da şikâyetini dile getirir. 

Suçun ehemmiyetine göre hâkim bir cezaya hükmeder.

     GICIRDAK
8-9 Metre uzunluğunda bir direk bulunur ve direk yanlamasına ortasından delinir. Yere 1,5 metre civarında bir kazık dikine sağlam bir şekilde çakılır. Kazığın havaya gelen kısmı yontularak sivriltilir.Uzun direğin delinen kısmı yere çakılan kazığın tepesine takılır. Buraya monte edilen direk aşağıya düşmeyecek iki tarafı dengeli olacak şekilde ayarlanır. Açılan bu deliğe tereyağı konulur ve kömür tozu dökülür tereyağı daha kolay ve hızlı dönmesini, kömür tozu ise ses çıkartmasını sağlar. Gıcırdak adı çıkardığı sesden gelmektedir. Gıcırdağın sesinin komşu köylerden duyulması lazım yoksa tam olmamış sayılır . Daha sonra bu uzun direğin iki ucuna birer veya ikişer kişi gögüs ve kolları ile yüklenerek koşmaya başlar. Koşarken bir kişi zıplar diğeri ağacı aşağıya iter sonra diğeri aşağıya öbürü yukarıya böyle dönmeye devam ederler.Yukarıya zıpladığındaki o keyif hiç bir şeye benzemez.  Hız arttırıldıkça heyecan artar.  


      BADA
Köyümüz kız çocuklarınca sekerek, yeree çizgiler çizilerek oynanan yassı taş oyunu.